Ağustos ayında gerçekleşecek 2008 Pekin Olimpiyat Oyunları için Nike, üstün teknolojiyle donatılmış birbirinden özel ürünler tasarladı. Atletizm, yüzme, güreş, boks gibi birçok branş için özel tasarlanan ve performansı en üst seviyeye çıkaran ürünlerle sporcular rakiplerinden bir adım önce olacak. Vücut ısısını düşürerek enerjiyi artıran yelekten 155 gram ağırlığıyla uzun mesafe koşucularının bir numarası olan LunaRacer’a kadar her ürün büyük bir özenle hazırlandı.

LunaRacer
Yaklaşık 155 gram ağırlığında olan koşu ayakkabısı LunaRacer flywire teknolojisine sahip. Flywire’ın orta mesafeli atletizm yarışlarında gösterdiği başarı, aynı teknolojinin uzun mesafe koşularında sporculara tüy kadar hafif bir destek sağlamak amacıyla kullanılmasını da beraberinde getirdi. Aynı şekilde Nike’ın en gelişmiş yeni dolgu sistemi olan Lunarlite süngerin bu teknolojiyle birlikte kullanılma düşüncesi de akıllarda belirdi. Flywire, süspansiyon köprüsü üzerindeki kablolar gibi çalışarak ayakların ihtiyacı olan dengeli desteği onlara sunuyor. Flywire filamentleri sadece desteğin gerekli olduğu bölümlere yerleştiriliyor ve böylece malzeme kullanımından tasarruf edilerek ayakkabının daha hafif olması sağlanıyor. Lunarlite sünger ile yapılan bir üst taban ise hem tüy kadar hafif oluyor hem de son derece etkili bir özelliğe kavuşuyor. Bu iki teknolojinin birlikteliği ise ayakkabı dolgusunda muazzam bir sonuç ortaya koyuyor. Sünger ayrıca ayaklardaki baskıyı tüm ayağa eşit olarak yansıtarak, onları uzun mesafe yarışlarında meydana gelebilen burkulma veya incinme gibi riskler karşısında koruyor.

Esneme girintileriyle bezenmiş LunaRacer dış tabanı ayağın doğal hareketini destekliyor. LunaRacer ile birlikte çalışan ve ayak hareketleriyle uyumlu Flywire ise atletin en çok ihtiyaç duyduğu bölgede ona esneme sağlıyor ve neredeyse ek bir lif gibi hareket ediyor.

PreCool Vest
Nike’ın orijinal PreCool Vest ürününün yeniden tasarlanma çalışmalarında 1960’ların mini elbiseleri ve medikal paketleme ilham kaynağı olarak kullanıldı. İlk kez Atina’da tanıtılan PreCool Vest’in daha hafif, daha esnek olması, daha çok kavrayış sunması için Nike Atina’daki tanıtımdan bu yana çalışmalarda bulunuyor.

Yelek, vücudun esas ısısını düşürmek üzere tasarlandı. Vücudumuzun toplam enerjisinin yüzde 25’i kasların hareket ettirilmesi sırasında, yüzde 75’i ise vücut ısısının düzenlenmesi amacıyla harcanır. Bu sebeple maratona veya hokey sahasına çıkmadan önce sporcuların vücut ısısında yapılacak bir azaltma, maç veya turnuva sırasında daha fazla enerjinin onlarla birlikte olacağı anlamına gelir. Hatta bu temel serinlik sayesinde sporcular yarışlara veya maratonlara yüzde 21 oranında daha fazla dayanabilir. Pekin’deki sıcak ve nemli hava koşulları göz önüne alındığında, PreCool Vest’in sporcuların ihtiyaç duyacağı faydalı özellikleri barındırdığı bir gerçek.

Nike tasarım ekibi tarafından hazırlanan bu yelek tıpkı bir zırh gibi vücuda yapışıyor. Yelekteki küçük diskler vücuttaki kıvrımlara uyum sağlıyor ve büyük diskler ise sırt ve mide gibi daha geniş bölgelerde işe yarıyor. Ayrıca omuzlarda daha küçük, omurgada daha büyük olan üçgen parçalar giysinin ciltle olan temasını en üst düzeye çıkarıyor. Yelek cilde ne kadar yakınsa, vücudu serinletme amacı taşıyan buz kullanımı o kadar azalıyor ve hafiflik de o kadar artıyor.

İçerideki katman dondurulmuş suyla doluyken; dış katman ise bir termo görevi görüyor. Alüminyum ile kaplı üçgenler ayrıca aynalı güneş gözlüklerindeki film kaplamalar gibi çalışarak radyant ısıyı yansıtıyor. Bu kaplama ve izole katman ayrıca daha az buz kullanımı anlamına geliyor. Ayrıca PreCool Vest’in yeniden doldurulabilen özelliği elbisedeki fazla ağırlığın kaybolduğunu gösteriyor. Çantanın içerisinde içi sıvı dolu ağır bir elbiseyi taşımaktansa, tasarım ekibinin hazırladığı ağzı kapalı bölmelerle yelek istenildiğinde sıvıyla doldurulup, turnuva öncesi soğutularak hazır hale getirilebiliyor. Bu ürünün hazırlanmasında esin kaynağı olan şeylerden birisi de kan taşımada kullanılan medikal paketleme sistemidir.

Nike bu elbisenin yapımında medikal bir tedarik şirketiyle ortaklaşa çalıştı. Üretilen giysilerin her biri özel testlere tabi tutuldu. Elbiselerin özel olarak dikilmiş ve en son teknolojilerle hazırlanmış olmasına rağmen hepsine ayrıca sürdürülebilir malzemeler eklendi. Geri dönüşümü yapılmış Nike Air tabanlar ve çuha taşıma kapları (geri dönüşümü yapılmış erkek mayolarından esinlenildi) kullanılarak yeleğin vücudu serin tutması sağlandı.

 

Dünyaca ünlü Fransız giyim markası Catherine Malandrino, İstanbullularla buluştu. İstanbul’un moda kalbi Akaretler’de yeni mağazasını açan Catherine Malandrino, yeni tasarımlarıyla Akaretler’de fark yaratacak.

120 metrekarelik alana sahip mağazada Malandrino’nun, başta çanta, kemer, ayakkabı ve mücevher olmak üzere tüm aksesuar ve koleksiyonu, aynı zamanda Catherine Malandrino’nun modayı kendilerine ilke edinmiş bayanlar için özel olarak tasarladığı yeni sezon kreasyonları yer alıyor.

Dünyanın dört bir yanında konumlandırılan şık Catherine Malandrino mağazalarının yanı sıra Akaretler’de açılan mağazanın bir diğer özelliği de, mağaza dekorasyonunun Fransız mimar Christophe Pillet tarafından dizayn edilmiş olması. Christophe Pillet’nin modern çizgisiyle mağazada kullanılan sarı ağırlıktaki renkler, Catherine Malandrino’nun farklı ve sıcak havasını marka severlere yansıtıyor.

Dünyanın takip ettiği bir şehir olan İstanbul, farklı enerjisiyle insanları büyüleyen, doğu ve batı kültürleri arasında köprü olarak görülen bir şehir olmasıyla birlikte, Catherine Malandrino markasının en yeni adresi oldu.

Uluslararası pazarda her geçen gün büyüyen marka, yeni ülkelerde açacağı yepyeni mağazalarla, “Catherine Malandrino” ismini dünyaya tanıtmaya devam ediyor.